- ışık demeti
- луч света, световой пучок
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
ışın — is., fiz. 1) Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua 2) Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri 3) mat. Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri Birleşik Sözler ışın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarık — is., ğı 1) Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak 2) İnce bir çizgi durumunda açılmış yara Kendini göstermek için terliklerini yarık topuklu tabanlarında şaplata şaplata geçmişti. H. Taner 3) mec. Anlaşmazlık, bölünme Şimdiden birtakım yarıklar açan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ışınım — is., fiz. 1) Işın veya tanecik yayımı, ışıma, radyasyon 2) Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan ögelerin bütünü, ışıma, radyasyon 3) Bir enerjinin ışık demeti durumunda yayılması, ışıma, radyasyon 4) Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga hareketi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
odaklaşmak — e 1) Bir ışık demeti veya elektron akışı bir noktada toplanmak 2) mec. Odaklanmak 3) mec. Odak durumuna gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
RADYASYON — (Fr. Radiation) Bir enerjinin ışık demeti halinde yayılması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
demet — is., Rum. 1) Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam Tel demeti. 2) Bitki veya çiçek destesi Öyle fukara çocuklara rastlıyorduk ki bize demet demet kır çiçekleri hediye ediyorlardı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) bit. b. Üstün yapılı bitkilerde öz suların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
elektron mikroskobu — is., tek. Normal ışık yerine bir elektron demeti ile çalışan ve bir milyon kez net büyütebilen özel mikroskop … Çağatay Osmanlı Sözlük
ışıldak — is., ğı 1) Karanlıkta bir hedefi aydınlatmak için kullanılan dar, uzun bir ışın demeti çıkaran ışık kaynağı, projektör Çamlıca sırtlarında iki uçaksavar ışıldağı karanlık gökyüzünü tarıyorlardı. H. Taner 2) sf., hlk. Parlayan, ışıltılı … Çağatay Osmanlı Sözlük